
Birçok hastalığın tedavisine yardımcı
olduğu anlaşılan mineral iyonlarıyla yüklü maden sularının oluşumu farklı
yollarla olmaktadır. Bunlardan birisi, çatlaklardan sızan yerüstü sularının,
yolu üzerindeki mineralleri eriterek derinlerdeki ısınmış katmanlara ulaştığı
ve buradaki sıcaklığın etkisiyle buharlaşıp yoğunlaşarak yeryüzüne geri dönmektedir.
Magmaya yakın katmanlarda bazı mineralleri eritmiş durumda bulunan suların
buharlaşıp yoğunlaşarak tektonik olaylarla yeryüzüne çıkmaktadır.
Kimyasal özellikleri bakımından ise
bikarbonatlı, sülfatlı, tuzlu, kükürtlü, karbondioksitli, demirli, arsenikli,
iyotlu, radonlu, karışık ve radyoaktif madensuları vardır.
Kaplıca
sözcüğü, ılıcanın üstüne bir hamam yapılması sonucunda ortaya çıkan tesisin
kaplı ılıca biçiminde tanımlanmasından türemiştir. Kaplıcalar, özellikleri
nedeniyle şifalı sular olarak da bilinen maden sularının yeryüzüne çıktığı
kaynarcalar ile bunların çevresinde kurulan hamam, havuz, klinik, otel gibi
tedavi ve konaklama tesislerinden oluşur.
Kaplıca
Tedavisi Nedir?
Sıcak, madensel yeraltı sularının tedavi
edici etkilerden banyo veya kısmi banyo şeklinde yararlanılmasına Kaplıca
Tedavisi veya BALNEOTERAPİ denir.
Kaplıca
Tedavisinin Amacı Nedir?
- Vücut direncini artırmak,
- Genel durumu düzeltmek,
- Hastanın şikâyetlerini azaltmak,
- Hastanın bulgularını ortadan
kaldırmak,
- Kalıcı hasarları önlemektir.
Kaplıca
Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Tedavi süresi ve şekli; hastanın ve hastalığın durumuna, suyun
özelliklerine göre belirlenir,
Tedavi süresi ortalama 10 gündür. Toplam banyo sayısı 15-20 civarında
tutulur.
Kürler günlük yapılır.
Banyo süresi 5-25 dakika olarak belirlenir. Süre başlangıçta az
tutulur, giderek artırılır.
Banyo kürleri genellikle sabahları hafif bir kahvaltıdan sonra
uygulanmalıdır.
Yeterli sıvı desteği sağlanmalıdır.
Hastalar kürden önce mutlaka mesane ve bağırsaklarını boşaltmalıdır.
Banyo içinde en rahat pozisyonda durulmalıdır.
Suyun kaldırma kuvvetinden dolayı su içinde egzersiz kolay yapılır.
Su içinde hareket deriden mineral ve gaz emilimini artırır.
Fazla hareket dolaşım sisteminde aşırı yüklenmelere sebep olur.
Banyodan sonra hasta iyice kurulanmalı ve iyi havalandırılmış bir
odada 30-60 dakika dinlendirilmelidir.
Kaplıca kürü esnasında sebze ve meyve ağırlıklı gıdalar tercih
edilmelidir.
Yan Etkileri Nelerdir?
Duyarlı hastalarda sıcağa tahammülsüzlük, fenalık hissi, baş ağrısı,
tansiyon yükselmesi, çarpıntı, su elektrolit bozuklukları, ateş vs. olabilir.
Yan Etkiler Nasıl Tedavi
Edilir?
Bu hastalar hemen ortamdan
uzaklaştırılıp dinlendirilmeli, gerekli müdahaleler yapılmalı ve tedavi
protokolü gözden geçirilmelidir.
Çamur
banyoları: Kaplıca veya ılıca çevresinde toprağın da bazı özellikler ihtiva
etmesiyle birlikte, ya bulunduğu bölgeden çıkan, ya da kaynaktan gelen suyla
karışarak çamur şeklini alan, özelliğine göre lokal ya da tamamen sürülmek veya
içerisine yatmak, oturmak, girmek suretiyle yapılan tedavi şeklidir. Genellikle
fizik tedavi, kırık-çıkık, deri rahatsızlıkları ve basur gibi rahatsızlıklar
için tavsiye edilmektedir.
Dünya sıralamasında yedinciyiz
Jeotermal açıdan oldukça zengin olan
Türkiye, dünyada doğal kaynaklarla tedavinin güçlenen bir eğilim olmasıyla,
kaplıca turizminde de tercih edilen ülkeler arasında yerini alıyor. Kaynak
zenginliği açısından dünyada ilk 7 ülke arasında olan Türkiye'de 1500 ila 3000
civarından doğal çıkışlı termal ve/veya Mineral su kaynağı olduğu ileri
sürülmektedir (Kaplıca Tıbbı ve Türkiye Kaplıca Rehberi- Prof. Dr. Zeki
Karagülle İst. Ü. Tıp. Fak.Tıbbı Ekoloji ve Hidroklimatoloji Ana Bilim Dalı
Başkanı). Ülkemizde bulunan termal suları hem Sıcaklıkları hem de fiziksel ve
kimyasal özellikleri açısından Avrupa'daki termal sulardan daha üstün
nitelikler taşıyor.
Termal suların
sınıflandırılması
Termal suları oluşum biçimlerine göre, sıcaklık derecelerine göre,
içerdikleri mineral oranlarına (mineral yoğunluğuna, tonsiteye) göre ve yoğun
olarak içerdikleri mineral ve gazın türüne göre sınıflandırılırlar.
Oluşum biçimlerine göre:
- Vadoz (jeotermal) sular
- Jüvenil (magmatik) sular
- Karışık (miks) sular
Sıcaklık derecelerine göre:
- Sıcaklığı 20 C üzerinde olan sular:
- Hipotermal sular (20)
- İsotermal sular (35)
- Hipertermal sular (38 üstü)
- Sıcaklığı 20 C altında olan sular (soğuk sular).
İçerdikleri mineral oranlarına
göre:
- Hipertonik sular
- İsotonik sular
- Hipotonik sular adlarını alırlar.
Yoğun olarak içerdikleri mineral-gazın
türüne göre:
- Alkalik (bikarbonatlı) sular
- Acı (sülfatlı) sular
- Tuzlu sular
- Kükürtlü sular
- Karbondioksitli sular
- Radyoaktif sular
- Demirli sular
- İyotlu sular
- Arsenikli sular
- Oligometalik (basit akrototermal veya soğuk akratopegen)
- Listelenen suların karışımından oluşan
karışık (miks) sular olarak sınıflandırılır.
FAYDALANMA ŞEKLİ
Kaplıca Mevsimi: Bölgenin
iklim şartları dikkate alınarak tespit edilir. Genelde memleketimizde yerleşmiş
kaplıca ve içmelerin mevsimi 15 Eylül - 15 Mayıs arasıdır.
Kaplıcalarda Tedavi Süresi
(Kür): Gerekli faydayı sağlamak için 10 günlük bir tedavi ve en az 21 banyo
tavsiye edilir.
Banyo zamanı ve Süreler: Banyoda
hareketsiz durmak gerekir. Banyodan çıktıktan sonra da; kurulanılmaz, havlu
veya bornoza sarılınır, ılık odada yarım saat kadar yatılır. Bu süre içinde,
vücut terler. Sonra duş alınıp kurulanılır ve giyinilir ve yarım saat kadar
daha aynı odada kalınır.
Birinci Banyo; Kahvaltıdan
önce aç karnına veya kahvaltıdan 1 saat sonra,
İkinci Banyo; Akşam
yemeğinden 2 saat önce alınması halinde azami derece fayda sağlanır.
Banyoda kalma süresi: İlk bir
hafta 10 dakika; sonrakilerde ise, hastanın bünyesine ve hastalığa göre, 12-20
Dakika arasındadır. Standardı ise 15 dakikadır.
İçme Kürü: Kronik
hastalıklarda tavsiye edilir. Süresi 3-6 hafta olmalıdır. Hastalıkların
çeşidine ve şiddetine göre uzman tavsiyesi ile belirtilen zamanlarda ve
ölçülerde içilerek uygulanır.
HASTALIKLAR
Böbrek ve idrar yolları
hastalıkları: Kronik ve ödemsiz böbrek iltihapları, mesane iltihabı, fonksiyonel
böbrek yetmezliği, böbrek taşları, idrar taşlarıyla ilgili hastalıkların ve prostat
rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılır.
Deri (Cilt) Hastalıkları: Egzama,
akne, sedef, mantar ve selülit gibi deri hastalıklarının tedavilerinde kaplıca
suyundan ve çamurdan faydalanılır. Ayrıca suyun içeriğindeki kükürt sayesinde
sivilce sorunlarına çözüm sunmaktadır.
Göz Hastalıkları: Göz
sinirleri ve katarakt gibi rahatsızlıkların tedavilerinde kükürtlü ve iyotlu
sulardan faydalanılması ve suyumuzun da kükürt ve iyot minerali bakımından
zenginliği sebebiyle bir çok göz hastalığının tedavisine yardımcı olmaktadır.
Kadın hastalıkları: Bu
konuda doktor tavsiyesi olmadan kaplıca tedavisi uygulanması doğru olmaz.
Ateşli kadın hastalıklarında ve hamile kadınlarda kaplıca tedavisi son derece
dikkatli ve mutlaka hekim gözetiminde yapılmasında fayda vardır. Bunların dışında
aybaşı bozuklukları, ağrılı ve zor adet görme, kronik rahim hastalıklarında,
kısırlık, ameliyat sonrası hastalıkların tedavilerinde etkin sonuçları
bulunmaktadır.
Kalp ve kan dolaşımı ve damar hastalıkları:
İleri derecede kalp, kan dolaşımı ve damar sertliğinde kaplıca tedavisi
uygulanmaz. Damar sertliği hastalığında kanın bozulan kimyasal yapısını
düzeltir. Kan dolaşımını normale getirir. Dokuyu besler. Ayrıca damarın bozulan
yapısını düzeltici etkisi vardır. Hastadaki dolaşım yetersizliği kaplıca
tedavisi ile giderilebilir. Varis oluşmasını önlemek için son derece
yararlıdır. Sinirsel bozukluğu düzeltir. Eğer oluşmuş bir varis varsa, o zaman
kaplıcalar varisin iltihabını önlemek amacına yönelik olarak tavsiye edilir.
Mide ve bağırsak hastalıkları:
Kronik gastrit, kronik bağırsak nezlesi, bağırsak gazları, hazımsızlık ve
kronik kabızlıklarda, mide tembelliği olan, şişkinlik, gaz, baş ağrısı, baş
dönmesi ve salya artışından şikayet eden hastaların tedavilerinde kaplıca
suyundan faydalanılır.
Romatizmal hastalıklar:
Akut, iltihaplı ve ateşli romatizmada, kaplıca tedavisi uygulanmaz. Kronik
romatizmada ise kaplıca ve çamur küründen faydalanılır.
Safra kesesi ve Karaciğer
hastalıkları: “Ailevi sarılık” diye tanımlanan ve selim seyreden
sarılıklarda, hepatit geçiren bir hastada hastalık geçtikten sonra kandaki
artıkları temizlemek ve çok ilaç kullananlarda ilaçların karaciğere yaptığı
etkileri önlemek için kaplıca tedavisi yararlıdır. Siroz hastalığı
başlangıcında da kaplıcadan yararlanılabilir. İlerlemiş Sirozda ise kanamaya
neden olabileceğinden kaplıcaya kesinlikle gidilmez. Safra Kesesi taşlarında
içme kürleri çok kullanılır. Ancak halkın sandığı gibi burada amaç sadece taşı
düşürmek değil safra akımını artırmak ve yeni taş oluşumunu önlemektir.
Özellikle Safra Kesesi tembelliği olanlar yararlanabilirler. Safra Kesesi
ameliyatlarından sonra ortaya çıkan hazımsızlıkların tedavisinde de kaplıca
etkin bir rol oynar.
Sinir sistemi (nörolojik) hastalıkları:
Siyatik, lumbago, nevralji, nevrasteni, psikasteni ve nevroz gibi sinir hastalıklarında,
omurga hastalıklarında, travmatik lezyonlarda ve inme rehabilitasyonunda
kaplıca sularından faydalanılır.
Solunum yolu hastalıkları:
Astım, bronşit, üst solunum yolu enfeksiyonları gibi solunum yolu
hastalıklarında kaplıca sularından faydalanılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder